Neden bazılarımız birileri için bir şey yapma sevdalısıyken bazıları ihtiyacı olan insanları bile görmüyormuş gibi yapar? Fedakarlık- bencillik arasındaki ince çizgilerde hepimiz dans ediyoruz. Ancak hangi çizgiye daha yakın olduğumuzu fark edebiliyor muyuz? Hiç bencil olmamak ya da hep fedakar olmak mümkün mü?
Fedakarlık – bencillik tanımları
Öncelikle fedakarlık- bencillik kavramlarının TDK tanımlarına bakarak başlayalım.
- Bencil: Yalnız kendini düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan
- Fedakar: Özverili
Fedakarlık ve bencillik üzerine pek çok deney ve gözlem yapılmış. Bu gözlemlerden bazılarını şu şekilde sıralamak mümkün:
- Kendi kültürümüzden olan insanlara yardım etme eğilimimiz daha yüksek. Benzer etnik köken, dilsel, dinsel yakınlık, sosyal, demografik benzeşme yardım etme olasılığımızı artırıyor.
- Kendimizi iyi hissettikçe ötekilere de iyilik yapıyoruz. Kendimizi iyi hissettiğimizde diğerlerine karşı da yardımsever davranıyoruz.
- Kimi zaman yukarıdaki açıklamanın tam tersi oluyor. Kendimizi kötü hissettiğimizde iyi hissetmek için yardım ediyoruz. Suçluluk hissi de fedakarlıkla telafi edilmeye çalışılan hisler arasında.
- Kendi genimizi taşıyan birine yardım etme olasılığımız fazladır.
Fedakarlık – özgecilik bir savunma olabilir mi?
Vericilik geçmişimizdeki insanlardan bize miras kalabilir. Bu bir özdeşim ya da savunma şeklinde meydana çıkabilir. Özdeşim modelleme yoluyla var olur. Ebeveynimiz, bakım verenimiz tarafından gösterilen fedakar davranışları gözlemler, büyüdüğümüzde benzerlerini sergileriz. Ya da olumsuz bir dürtüyü yeniden biçimlendirerek kaygılandığımız, suçlu hissettiğimiz bir durumla baş etmeye çalışırız. Örneğin; yoksulluktan gelen bir çocuk yetişkinliğinde çok verici olabilir. Kendi çaresizlik hissini dönüştürerek hem verici hem de alıcı durumuna gelebilir.
Fedakarlığın bencilliğe dönüşü
Fedakarlığın tanımında hiçbir karşılık beklememe durumu söz konusudur. Fedakar olduğunu düşünen her birey bunu herhangi bir karşılık beklemeksizin yaptığını öne sürecektir aksi halde “bencil” olarak etiketleneceğinden korkar. Verici olan kişi karşı taraftan hayal kırıklığına uğratan bir davranış gördüğünde aslında bir karşılık beklediğini fark eder ve genellikle öfkelenir. Buradaki öfke karşı tarafa duyulandan çok kişinin içindeki beklentisel tarafa yani “bencil” olmaya, karşılık beklemeye duyduğu öfkedir.
Fedakarlık ve bencillik birbirini besleyen iki durumdur. Ne tam olarak fedakar ne de tam olarak bencil olabiliriz… Zaman zaman biri ötekine hizmet eder veya dönüşür. Burada hangi noktalarda dönüşüyor olduklarını fark edebiliyor olmak kişisel farkındalığımız için oldukça kıymetlidir.
Uzman Klinik Psikolog Sena Soysal
İstanbul Ataşehir Psikolog