Murakami’den altıncı gün hatırlatması;
“Bir şey söylemeye çalışıyorum, ama aklıma hep yanlış kelimeler geliyor; bazen de demek istediğimin tam tersi çıkıyor ağzımdan. Düzeltmeye kalkınca da daha beter oluyor. Sonunda ne diyeceğimi hepten şaşırıyorum ve başta söylemek istediğimi de unutuyorum. Sanki bedenim ikiye ayrılmış da birbiriyle kovalamaca oynuyor. İkisinin arasında koca bir sütun yükselmiş ve onlar da birbirlerini yakalamak için sürekli dönüyorlar o sütunun çevresinde. Bir parçam doğru kelimeleri biliyor, ama diğeri onu yakalayamıyor.”
İçimizdeki çatışmayı çok güzel tarif etmiş yazar. Zaman zaman kendimizi kovaladığımızı, bulamadığımızı hissedebiliriz.
Orada bakacağımız şey ayrışan parçaların neler söylediği olsun…
Klinik Psikolog Sena Soysal
İstanbul Ataşehir Psikolog