Size nasıl yardımcı olabilirim?
  • Çalışma Saatleri : 09:00 - 21:00

Kaygı ve Umutsuzluk Arasındaki İlişki

Kaygı ve umutsuzluk arasındaki ilişki

Varoluşçu filozof Kierkegaard kaygı ve umutsuzluk üzerine çokça düşünmüştür. Bu düşünmelerin ışığında gündelik yaşamda sanki bizim için kaçınılması gereken hislermiş gibi ele alınıyor. Gelin varoluş sancılarına bir de başka yerden bakmaya çalışalım.

Uyanık Yaşamak

Kierkegaard’a göre hayatı gerçekten yaşamak öylesine ve sürüklenerek değil de uyanık yaşamaktır. Bu uyanıklık da ancak sonluluk ve sonsuzluk arasındaki gerginliğe göğüs gerebilmekle mümkündür. Bu göğüs germenin en büyük sonucu da kaygıdır.

Kierkegaard kaygıyı sonsuz potansiyelin yarattığı kaosun verdiği his olarak tanımlar. Umutsuzluk ise kaygının zıddıdır. Seçimin, özgürlüğün, sonsuzluğun olmadığı yerde umutsuzluk vardır. İnsan bir sarkaç gibi kaygı ve umutsuzluk arasında gider gelir. Kaygı ve umutsuzluk birbirine çağrı gibidir. Kaygılandığımızda umutsuzluğa, umutsuzlaştığımızda da kaygıya ihtiyacımız vardır. 

Kaygı ve Umutsuzluk

Umutsuzluk; sonsuz ihtimalin içinde bir çerçeve gibidir. Kaygı da dar bir çerçevede bize sonsuz ihtimali hatırlatmak üzere oradadır. Umutsuzluk kaygının zıddıdır.

Gündelik yaşamda bunun kaygı ve umutsuzluk arasındaki git gel olduğunu bilmeden kullanıyoruz aslında. Örneğin çok yoğun bir haftası olacağını ve nereden başlayacağını bilemediğini söyleyen bir arkadaşımıza öncelik sıralaması yapıp yapmadığını sorarken; kaygıdan umutsuzluğa bir davette bulunuyoruz. Ya da içinde bulunduğu durumdan çıkmanın olanaksız olduğunu iddia eden arkadaşımıza bunun bir zorunluluk değil de seçim meselesi olduğunu söylerken umutsuzluktan kaygıya bir çağrıda bulunuyoruz.

Ne kaygı bir öcü, ne de umutsuzluk bir dram!

Bu iki duygunun da yapıcı parçalarda bir araya gelebildiğini görmek kaygının ve umutsuzluğun içinden çıkılamaz göründüğü yerler için belki de farklı bir bakış uyandırabilir. Zaman zaman bu iki duygu arasında savrulmanın canlılık duygusuna dair bir işaret olabileceği zemininin de farkında olmak belki de iyi gelir.

Kaygı ve umutsuzluk, bireyin hayatını anlamlandırma ve kendi özgürlüğünü hissetme süreçlerinin ayrılmaz parçaları olarak ortaya çıkıyor. Bu iki duygu, hem sonlu hem de sonsuz yanlarımızla yüzleşmemizi sağlıyor.

Kaygıyla umutsuzluk arasında sallanan bu hal özgürlüğümüz, sorumluluğumuz ve sonluluğumuzu bir arada yaşadığımız bir varoluş deneyimi desek yanlış olmayacaktır…  

Klinik Psikolog Sena Soysal

İstanbul Ataşehir Psikolog

Author: Sena Soysal

Ataşehir Psikolog Sena Soysal; İstanbul anadolu yakasında çalışmalarını sürdüren Klinik Psikolog Sena Soysal, Yeditepe Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik lisans eğitimini yüksek onur derecesiyle bitirmeye hak kazandı. Klinik Psikoloji yüksek lisans programıyla uzmanlığını tamamladı. Daha fazlası için : Klinik Psikolog Sena Soysal

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

You may use these <abbr title="HyperText Markup Language">HTML</abbr> tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.