Kimi zaman kendimizi olduğumuz gibi görmekte, hissetmekte zorlanırız. Zihnimiz günlük yaşamın zorluklarıyla boğuşurken ruhumuz olduğundan daha da yorgun görünür, ağırlaşır, taşıması zorlaşır… Ruh enerjisini kaybettikçe beden de yavaşlar, beden yavaşladıkça ruh daha da cansızlaşır. Bu döngü umutsuzluktan beslenir. Umut azaldıkça yaşamla olan bağı hissedemez, varlığımıza tutunmakta zorlanır hale geliriz. Ruhunu canlandır, umuda tutun, yaşadığını hisset! Hissettikçe daha da tutunmak isteyecek, yaşamayı daha da çok seveceksin.
Yarının olmayacağını bilsen bugün ne yapmak isterdin?
Hayatımız plan yapmakla geçiyor… Her birimizin bir ajandası ve bu ajandada yer alan, sayfadan sayfaya uzanan “to do list”leri var. Görev, sorumluluk, ödev dolu yaşamlarımız. Tüm bunların içinde kendimizi koyacak bir yer bulamıyoruz. Aralarında sıkışıp kalıyor, elimiz kolumuz bağlıymış gibi hissediyoruz.
Yaşamak bir keyiften çok zorunluluk haline geliyor ve kendimizi yorgun hissediyoruz. Yorgunluk “çalışma” sonrası oluşan bir his aslında. Bu durumda yaşamaktan çok bir “iş” yapıyor olduğumuzun farkına varmakla başlayalım.
Şimdi derin bir nefes al “Yarının olmayacağını bilsen bugün ne yapmak isterdin?” sorusunu düşünürken ve gözlerini kapat!
- İlk gözünün önüne gelen sahne ne?
- Bu sahne sana ne hissettiriyor?
- Şimdiki yaşamında bu sahnenin bir yeri var mı?
- Yok ise bu çok istediğin şeyi yapmak için seni tutan ne ?
Biri bize dışarıdan “Ruhunu canlandır!” dediğinde içimizde bir endişe ve panik dalgası yayılıyor olabilir. Çünkü rutinlerimiz dışına çıkmak, bilmediğimiz bir alanda yeniden varlık göstermeye çalışmak, bir yeniliğe adapte olmak gibi süreçler gözümüzü korkutabilir.
Hayatlarımızı bir başkasına göre yaşadığımızda ruhumuzun bize hissettirdiği yük daha da ağırlaşır. Ne hissettiğimiz anlamamız zorlaşır çünkü kendimize ait olmayan bir yaşam içinde gereklilikler ve zorunluluklar içinde yaşamaya çalışırız. Yaşamı ertelemek, uygun koşulların sana gelmesini beklemek yerine şimdi harekete geç! Uzun zamandır yapmayı çok istediğin ama ertelediğin şeyden başlayabilirsin!
Ruhumuzu canlandıran şeyler bizi harekete geçiren şeylerdir. Spor yapmak, kitap okumak, film izlemek, arkadaşlarımızla buluşmak, yeni bir alışkanlık edinmek, kötü alışkanlıklardan vazgeçmek, ihtiyaçlarımızı fark etmek, fark ettiklerimizi hayata geçirmeye izin vermek… Kendimizi gereklilikler ve zorunluluklarla çerçevelemek yerine isteklerimize alan açmak gerek. Ruhunu canlandır, umuda tutun, yaşadığını hisset!
Uzman Klinik Psikolog Sena Soysal
İstanbul Ataşehir Psikolog