Varoluşçuluk geleneksel sistemli felsefelerden farklı bir yerdedir. İnsanın varlığına, durumuna ilişkin bir felsefeyi ve görüşü belirtir, bireyselliği temel alır. Varoluşçular insanların değerler üreten ve tercihlerde bulunan varlıklar olarak değerlendirirler. İnsanın kendi kendini yarattığı görüşüne inanırlar. Varoluşçu yaklaşım insan olmanın ne demek olduğu anlamlandırmak üzere kurulmuştur, bireyin var olmanın getirileriyle yüzleşmesinden kaynaklanan çatışmalar üzerinde durmaktadır.
Varoluşçu yaklaşımın temel boyutları
-Kendi farkındalığına varma kapasitesi
– Özgürlük ve sorumluluk
– Bireyin kendi kimliğini oluşturması ve diğerleriyle anlamlı ilişkiler kurması
– Anlam, amaç, değerler ve hedeflerin araştırılması
– Yaşamın bir koşulu olarak kaygı
– Ölümün ve yok olmanın farkına varılması
Kendi farkındalığına varma kapasitesi
İnsan olarak kendi farkındalığımıza varma kapasitemiz olduğu için kendimizi ifade edebilir ve tercihler yapabiliriz. Kendilik farkındalığımız arttıkça özgürlüğümüz de artar. Ölümlülük ve kısıtlı zaman bilinci, eylemsizlik seçimi bilinci, kaderimizi kendimizin yarattığı bilinci arttığı ölçüde özgürlüğümüz de artacaktır.
Özgürlük ve sorumluluk
Kişiler seçenekler arasından kendine uygun olanı seçme ve kaderlerini belirieme özgürlüğüne sahiptir. Yaşamımızdan, eylemlerimizden ve eyleme geçmekteki başarısızlıklarımızdan kendimiz sorumluyuz.
Bireyin kendi kimliğini oluşturması ve diğerleriyle anlamlı ilişkiler kurması
Kişiler kendine özgü olma konusunda kaygılanırken, çevreyle ilişki kurmak için dış dünyaya açılma isteği içindedirler. Kişisel kimliğimizi bulmak için bir ‘’ben’’ ararız.
Anlam, amaç, değerler ve hedeflerin araştırılması
İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliklerinden biri de anlamlılık duygusuna sahip olmasıdır. ‘’ Yaşamdan ne istiyorum?, ‘’Yaşamda benim için anlamın kaynağı nedir?’’ gibi sorularla kendi varlığı için bir anlam oluşturmayı hedefler.
Yaşamın bir koşulu olarak kaygı
Kaygı; hayatta kalmak, korunmak, varlığı savunmak için bireysel olarak gösterilen çabalardan kaynaklanmaktadır. Varoluşsal kaygı ölüm, özgürlük, varoluşsal yalıtım, anlamsızlık gibi durumlarla karşı karşıya gelindiğinde hissedilebilir. Varoluş kaygısı normal kaygının yapıcı şeklidir ve bireysel gelişim için tetikleyici bir uyaran olabilir.
Ölümün ve yok olmanın farkına varılması
Varoluşculuk ölüme olumsuz bakmamakta ve ölümün yaşamı anlamlı hale getirdiğine inanmaktadır. İnsanın ayırıcı özelliği, gerçeği ve ölümün kaçınılmazlığını kavrama yeteneğidir. Yaşamı düşünüyorsak ölümü de düşünmeliyiz. Ölümden korkmak aynı zamanda yaşamdan da korkmak demektir.